ŞİFA KÖPRÜSÜ

 Evvel zaman içinde, uzakların yakın yakınların uzak olduğu, güneşin doğup battığı bir ülkede yaşayan görünmez bir köprü varmış. Köprülerin işi, yol ayrımını birleştirmek ya, bizim görünmez köprü de görünmeyen yolları, göze değmeden gönle düşen ayrılıkları birleştirirmiş. Onu da ancak arayan bulur, yarasına merhem edermiş. Bundan sebep adı, şifa köprüsü oluvermiş. Onun olduğu yerde ayrılık da olmazmış dargınlıkta. Olsa da hemen şifa bulur, gönüller hoşnut olurmuş.

 Gel zaman git zaman bu ülkede yaşayan iki yaren birbirine darılıvermiş. Öyle darılmışlar, öyle kızmışlar ki birbirlerine şifa köprüsünü aramak bile istememişler. Eş, dost yalvar yakar ancak ikna etmişler, birbirine küs iki yareni yola düşürmüşler. Az gitmişler uz gitmişler dere tepe düz gitmişler. Sonunda bir nehir kenarına gelmişler. Yol boyu köprüyü görememişler. Açlıktan, yorgunluktan bitap düşmüşler. Kadın ayaklarını nehrin soğuk sularına salmış. Adam otların üzerine uzanmış. Tek kelime konuşulmamış ama gönüllerinin sesi hiç susmamış.

 Şifa köprüsü onların bu haline dayanamamış, ortaya çıkmış. Birini köprünün sağ başına diğerini de köprünün sol başına koyuvermiş. Kadının ayaklarından damlayan sular tüm köprüyü ıslatmış. Adamın sırtındaki tozlar her yeri kirletmiş. Şifa köprüsü boydan boya çamur oluvermiş.

• Size sunacağım iki seçenek,

İçinden biri seçilecek.

Her şeye rağmen ben kaldım,

Sen de kal sevdiceğim, Kim diyecek?

Yoksa arkanı dönüp, illa gitmek mi gerek?

Dikkatli olasın

Gönül gözü kullanasın

Ne söylersen yârine

O yazılacak amel defterine

İki yaren birbirlerine bakmışlar. Ayaklarındaki çamurlara, sırtlarındaki taş dolu çuvallara. Gözleri birbirine değmiş sonra. Kıyamamışlar sevdiceklerine.

• Ne olursa olsun, birbirimize kavuşmak için yürürüz bu köprüde! Deyivermiş ikisi de.

Koşmuşlar, kavuşmuşlar, sarılıp sarmalanmışlar. Onca yolu ayrı gayrı gitmişler de, kısacık köprüde özleşmişler. O an anlamışlar ki, Maharet köprüde değil şifayı verende. Kalpleri ısıtan da sevdiren de kalbi sahibi Şafii’de.

Ermişler muradlarına, şükretmişler köprüyü kurdurana.