Yağmur

Yağmur

  Yağmuru severim. Ama bulutlardan gelmesi şartıyla. O pamuk gibi bembeyaz bulutlar, uzaktan bakınca tüy kadar hafif görünürler. Ancak içlerinde taşıdıkları tonlarca suyun ağırlığını sanıyorum ki Herkül bile kaldıramaz. Zira bulutlar da bir müddet sonra yavaş yavaş boşaltır kendini. Hele ilk bahar yağmurları yok mu! O sert kışın ardından usul usul gelir, kiraz çiçeklerine haber verir ‘’haydi uyanma vakti’’ der, tüm doğayı ve insanları sokağa döker.. işte bu yağmurları severim. Herkesi evine gönderen kış yağmurunu, çocukları çamurda zıplatan son bahar yağmurunu ve piknikteki annelerin sinirlerini hoplatan yaz yağmurlarını da.

  Ancak bazı yağmurlar o kadar da masum değildir. İnsanlar arasında yaygın olan bir söz vardır, geldi mi sağanak sağanak gelir diye. Üzüntüler, kederler, imtihanlar tıpkı yağmur gibi damla damla ,peş peşe gelir. Biri bitmeden diğeri başlar. Bu yağmurlar kış yağmuruna da benzemez ki sobanın başına geçince kurtulasın. Dert yağmurlarından kurtulmak kolay değil ama sığınacak bir liman bulmak mümkün. Tek yapmamız gereken doğru adrese gitmek.

  Yaşadığımız dünya mükemmel bir yer değil. Bu yüzden sorunsuz, mükemmel bir hayatı olan hiç kimse yok. Zira insan bu dünya için yaratılmamış ki bu dünya onu mutlu etsin. Dünya öyle bir yerdir ki, bir tane tatlı yedirse bin tokat vurur. İlk tokat da o tatlının bitiyor olmasıdır.

  Bizim üzerimize düşen ise zahmetteki Rahmeti görmeye çalışmak. Asıl mutluluk dediğimiz de bu değil mi zaten. Olumsuzun içindeki olumluyu görmek. İşte o zaman üzerimize yağan bu dert yağmurundan keyif almaya bile başlarız belki. Aslında bu açıdan bakınca bu yağmurları da sever oldum.

  Rabbimiz bu noktada da biz kullarını yalnız bırakmamış, demiş ki;
Mallarını Allah’ın rızâsını kazanmak ve gönüllerindeki imanı kökleştirip sağlamlaştırmak için harcayanların durumu, bir tepenin üzerinde bulunan güzel bir bahçeye benzer ki, bol yağmur yağdığında ürününü iki kat verir. Hatta yağmur yağmasa bile az bir çisileme ona yeter. Allah, bütün yaptıklarınızı görmektedir. Bakara 265

 Düşünene ne çok şey demiş..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir