BESLENME DÜZENİ (DENEYİMLERİM)
Hatırlarsanız, bu programı bilir kişi rehberliğinde uyguladığımı yazmıştım. Kendisi, aile hekimi olan, ancak özel kliniğinde alternatif tıpla tedavi yöntemleri öneren bir doktordu. Bana verdiği program geneldi. Ancak, karaciğer temizliği, kansızlık kürü gibi ek listeler bana özeldi. Verdiği programı, ailecek uygulamamızı tavsiye etti. Biz de onu kırmadık, tüm aile benimle birlikte beslenme alışkanlıklarını düzenlemeye çalıştı 🙂 Programın içeriğinden, bir önceki yazımda detaylı olarak bahsettim.
Ben ergenlik dönemimden bu yana, kola, cips tarzı şeyler yemezdim. Ancak helal sertifikası olan krem şantiii, çikolataa, gazooz, sucuuk, pişmaniyeee.. tek tek yazmak bile lezzetli ama ben ABURCUBUR deyip, sizin de iştahınızı kabartmadan üstünü örteyim..
Evet, her ne kadar helal sertifikaya dikkat etmek suretiyle paketli ürünleri perçinlemiş olsam da, hazırlık aşamasında zorlandım. Tatlıyı çok ama çok özledim. En zor kısmı da, başkasını yerken görmekti. Kendimi durdurabilmek için gözlerimi kapattım. Özellikle akşam çayının yanında, tatlıya alışmış olan ben, kendimi büyük bir boşlukta hissettim.
İlk iki hafta boyunca açlıktan uyuyamadım. Mutfağa gidip ekmeği koklayıp tekrar yattım. Sabahları aç uyandım. En kötüsü, çok az kilo verdim. İki haftada 3 kilo. Başım dönüp durdu. Halsizlik, sinir tavan yaptı. Özellikle sadece sıvı günleri inanılmaz zor geçiyordu. Açlıktan ölüyordum. Haftanın perşembe gününü sıvı günü seçtim ve diğer haftalarda da o gün yaptım. Kilo kilo meyve sıkıp içiyordum. Elmalar, havuçlar, kırmızı pancarlar, ıspanaklar…
Üçüncü haftaya girince daha az acıkmaya başladım. Yürüyüşlerimi daha kolay yapıyordum. Artık gece yatmadan önce aç olmak uyumamı engellemiyordu ama hala aç kalkıyordum. Üçüncü sıvı günüm daha kolay oldu. Ancak bu haftada derimde bazı yerler kızarıp kaşıntı yaptı. Doktorum, vücudun toksinleri atmaya başlıyor, sevinmelisin, dedi. Bu kaşıntılar için de bazen el yapımı sirke bazen de kaya tuzu sabunu kullandım. Bir kaç gün sonra tamamen geçtiler. Üçüncü haftadan sonra işler kolaylaşmaya başladı.
Dördüncü hafta, programa iyice alıştım. Sabredip bırakmadığım için gerçek bir takdiri hak ettiğimi düşünüyordum 🙂 Aslında öyleydi de.. Program bana, ben programa alışmıştık. Yürüyüş yaparken burnuma değen döner kokuları artık iştahımı kabartmıyordu. Çünkü sadelikle tanışan lezzet algım, dönerin arkasındaki kirli kokuları alabiliyordu artık. Aslında tüm süreci daha kolay kılan bu farkındalıktı. Kilo verme hızım artmaya başladı. Midem küçülme yoluna girmişti. Daha hafif ve enerjik hissediyordum. Artık 36 saatlik açlığın vakti gelmişti. Dördüncü haftanın perşembe günü ilk açlığımı tuttum.
Bir sonraki yazıda dikkat edilmesi gerekenleri ve deneyimlerimi yazacağım.
selam ve dua ile..
Bir cevap yazın